31 Aralık 2018 Pazartesi

Kibrin Kırılması / Maurice Nicoll

Uyanmanın  çok uzun  ve acı  veren bir  süreç  olduğunu anlamalısınız.  Uyanmak; kendimiz  hakkında,  neye benzediğimiz hakkında giderek daha fazla şuurlu  hale gelmektir.  Duygusal alanda bu çok zordur, insanlar başkaları için en iyisini yaptıklarını çok sık tahayyül ederler; reali­tede ise, gerçekten utanmaları gereken en nahoş duygularını, en acıtıcı, en zararlı ve sıklıkla en iğrenç duygularını ifade etmekten başka bir şey yap­mamışlardır. Aslında nahoş duyguları ifade etme, sık sık hayatta  “samimi olma” ya da “yardım etmeye çalışma” vs. adı verilen şeydir. İnsanlar aslın­da birbirine her tür nahoş ve berbat şeyi söylemenin iyilik olduğunu düşü­nür  ve tatlı bir şekilde  gülümserlerse  yardımseverlik ve iyi  niyet  uygula­dıklarını  zannederler.  

Duygusal  durumlarımız  açısından  problem  budur. Yardımsever ya  da  iyi niyetli değiliz ve yapılması gereken şeylerin başın­da bunu en dipten fark etmek ve ondan nefret etmek gelir. Her şeyde ken­dimizi  severiz.  Kibrimizi  tatmin  eden  her  şeyi  severiz  ve  dolayısıyla  bizi pohpohlamadıkça  komşularımızı  sevmeyiz.  Ve  içimizde,  diğer  insanları daha  fazla anlayan  ve hatta  bizi  pohpohlamasalar bile  onlar  için  kaygıla­nan  daha  iyi  “ben”lere  sahip  olsak  bile  kendine  düşkünlüğe,  bencilliğe, kibre ait daha küçük, daha bayağı “ben”ler; belki uzun bir kendini gözlem­leme zaman aralığından sonra ya da kişiliği pasifleştiren şiddetli  hastalık­ların bitkinliği tarafından hareketsiz duruma getirilmeleri haricinde, genel­likle  çok daha  güçlü  olduklarını ispatlarlar.  

Ölüm  anında  insanlar  sadece diğerlerinin  kendilerini  bağışlamalarını  dilerler  çünkü  artık  küçük “ben”lerde  değillerdir.  Fakat  kibrin  bu  kırılışı,  Çalışma'nın  hareketiyle -yani kişinin gerçekten  ne olduğu ile ilgili şuurunun artması vasıtasıyla-, uzun ve sabırlı kendini gözlemleme aracılığıyla ve hayatın hayal ettiğimiz gibi olamayacağını fark etmenin  tüm içsel acısıyla aşamalı  olarak meydana gelebilir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gölgeye Övgü’ler (Bir Tip 4 İncelemesi)

                                                                                              “Zarafet soğuktur” Saito Ryoku Ennea...