31 Aralık 2018 Pazartesi

Kibrin Kırılması / Maurice Nicoll

Uyanmanın  çok uzun  ve acı  veren bir  süreç  olduğunu anlamalısınız.  Uyanmak; kendimiz  hakkında,  neye benzediğimiz hakkında giderek daha fazla şuurlu  hale gelmektir.  Duygusal alanda bu çok zordur, insanlar başkaları için en iyisini yaptıklarını çok sık tahayyül ederler; reali­tede ise, gerçekten utanmaları gereken en nahoş duygularını, en acıtıcı, en zararlı ve sıklıkla en iğrenç duygularını ifade etmekten başka bir şey yap­mamışlardır. Aslında nahoş duyguları ifade etme, sık sık hayatta  “samimi olma” ya da “yardım etmeye çalışma” vs. adı verilen şeydir. İnsanlar aslın­da birbirine her tür nahoş ve berbat şeyi söylemenin iyilik olduğunu düşü­nür  ve tatlı bir şekilde  gülümserlerse  yardımseverlik ve iyi  niyet  uygula­dıklarını  zannederler.  

Duygusal  durumlarımız  açısından  problem  budur. Yardımsever ya  da  iyi niyetli değiliz ve yapılması gereken şeylerin başın­da bunu en dipten fark etmek ve ondan nefret etmek gelir. Her şeyde ken­dimizi  severiz.  Kibrimizi  tatmin  eden  her  şeyi  severiz  ve  dolayısıyla  bizi pohpohlamadıkça  komşularımızı  sevmeyiz.  Ve  içimizde,  diğer  insanları daha  fazla anlayan  ve hatta  bizi  pohpohlamasalar bile  onlar  için  kaygıla­nan  daha  iyi  “ben”lere  sahip  olsak  bile  kendine  düşkünlüğe,  bencilliğe, kibre ait daha küçük, daha bayağı “ben”ler; belki uzun bir kendini gözlem­leme zaman aralığından sonra ya da kişiliği pasifleştiren şiddetli  hastalık­ların bitkinliği tarafından hareketsiz duruma getirilmeleri haricinde, genel­likle  çok daha  güçlü  olduklarını ispatlarlar.  

Ölüm  anında  insanlar  sadece diğerlerinin  kendilerini  bağışlamalarını  dilerler  çünkü  artık  küçük “ben”lerde  değillerdir.  Fakat  kibrin  bu  kırılışı,  Çalışma'nın  hareketiyle -yani kişinin gerçekten  ne olduğu ile ilgili şuurunun artması vasıtasıyla-, uzun ve sabırlı kendini gözlemleme aracılığıyla ve hayatın hayal ettiğimiz gibi olamayacağını fark etmenin  tüm içsel acısıyla aşamalı  olarak meydana gelebilir

27 Aralık 2018 Perşembe

Şefkat


Enneagram yalnızca kendimizi anlamak ve dönüştürmek için değil, aynı zamanda başkalarını da anlamak içindir. Enneagram ile diğer insanların düşüncelerine, korku ve arzularına, değerlerine, güçlü ve zayıf yönlerine erişebilir ve onları şefkatle kucaklayabiliriz. Kısacası, kendimizinkinden değişik bakış açılarını takdir etmemiz kolaylaşır. Don Richard Riso - Russ Hudson

Kendini Anlamak / Başkalarını Anlamak


Enneagramın kullanılabileceği iki temel alan şu şekilde özetlenebilir: Kendini anlamak (kendimizi olduğumuz gibi görmek) ve başkalarını anlamak (daha uyumlu ilişkilere girebilmek için). Şimdiye kadar Enneagram en çok “ kendini anlamak” için kullanılmıştır. Enneagram ile korku ve arzularımızın, güçlü ve zayıf yönlerimizin, savunmalarımızın ve kaygılarımızın, bozulma ve düş kırıklığına gösterdiğimiz tepkilerin ayırımını yapabiliriz. Daha olumlu bakarsak yargı ve kuruntularla uğraşmak yerine, gerçek yeteneklerimize ve en güçlü yönlerimize yoğunlaşmayı öğrenebiliriz. Don Richard Riso - Russ Hudson

Benliğin Momenti

"Tabii ki tinsel çalışmalar, benliğimizi aşmanın, ben-merkezli yapılardan ve bundan kaynaklanan acılardan kurtulmanın garantisini vermiyor. Ama tinsel çalışma olmadığı zaman da kişiliğimizin kısıtlamalarından sıyrılamıyoruz. Benliğin momenti o kadar büyük ki onu ancak tinsel bakış açısının kendimize ve yaşamımıza getireceği farkındalık gibi büyük bir güç ile dönüştürebiliriz." Don Richard Riso - Russ Hudson

Enneagram Uygulaması


Enneagram tinsel uygulamanın parçası olursa Gerçek Doğamızı tanımamıza yardım edecek, kişiliğimizin yapısını ve kısıtlamalarını gevşetmenin yolunu açacaktır. Don Richard Riso - Russ Hudson

Enneagram ve Tinsel Uygulama

Enneagram tabii ki yüzeysel bir seviyede uygulanabilir ve okuyucu bu bilgiyi kendisinin ve başkalarının tarzlarını saptamak için kullanabilir. Bu pratik bilgi bile yeni ve değerli anlayışlara yol açacaktır. Ama Enneagramdan tam anlamıyla yararlanabilmek için samimi bir tinsel uygulama gerekmektedir. Aksi durumda, bilgi yalnız başına sonuç olur ve kişiyi benliğin yapısından kurtarmak yerine kişilik yapısını güçlendirmeye başlar.Don Richard Riso - Russ Hudson

Dokuz Değer Sistemi

Enneagram, kişiliğimizin yapısında var olan tıkanıklıkları aşmamıza yardımcı olabilecek bir haritadır. Enneagramın ana söylemi, insan doğasındaki dokuz temel kişilik yapısının açıklamasıdır dokuz bakış açısı, dokuz değer sistemi, dünyada yer almanın dokuz şekli. Tarzların ortak yönleri çoktur, ama her biri kendine özgü tutum ve davranış, tepki ve savunma, güdülenme ve alışkanlık yöntemleri sergiler. Ve her birinin gelişme reçetesi değişiktir. Don Richard Riso - Russ Hudson

Bilgi ve Anlayış

"Bu süreç otomatik olarak işlemez. Kişilik tarzımızı saptadıktan sonra bu bilgiyi ne yapacağımızı bilemiyoruz. “ Tamam, tarzımı öğrendim. Şimdi ne olacak? Ne yapmalıyım?” soruları başlıyor. Kişilik tarzlarının nasıl işlediğini bilmek yardımcı olabilir, ama bilgi özgürlük getirmiyor. Tersine, dönüşüm sürecini ve bu süreçteki yerimizi anlamaya ihtiyacımız var. İşin ilginç yönü, dönüşümü getiremiyoruz, ama işin içine girmeden dönüşüm söz konusu olamıyor. O zaman, gelişmemizdeki rolümüz nedir? Enneagramın yararı ne olabilir?" Don Richard Riso - Russ Hudson

Enneagram


Enneagramı (ene-agram olarak okunur) birçok kapıyı açabilen ana anahtar olarak algılayabiliriz. Enneagramın aracılığı ile kendi kendimize oluşturduğumuz hapishaneden kaçabilir, yaşamı tam anlamıyla tadabileceğimiz bilgeliğe erişebiliriz. Benliğimizin kısıtlayıcı işleyişlerini silkip atabilir, gerçek kimliğimizi edinebiliriz. Korku ve çatışmalarımızdan, düzensiz arzu ve iç kargaşanızdan, dağınık tutku ve takıntılarımızdan kurtulacak anlayışı elde edebiliriz. Don Richard Riso - Russ Hudson

Dağ

"Şimdi, şeyleri nasıl kabul ettiklerini ele alarak merkezleri incelemeye devam edelim. Güzel bir resme ya da manzaraya tamamen farklı şekillerde bakabileceğinizi biliyorsunuz. Bir dağa güzel bir nesne olarak bakıp onunla duygusal bir ilişki kurabilirsiniz. Aynı dağa bir jeologun bakış açısından bakıp hangi tür kayalardan oluştuğuna dikkat edebilir ve entelektüel bir ilişki kurabilirsiniz. Aynı dağa bir dağcının bakış açısıyla bakıp tırmanış için izleyeceğiniz yolu ve ne kadar çaba sarf etmenizin gerekeceğini planlayabilir ve asıl olarak bir Hareket Merkezi ilişkisi kurabilirsiniz. Ama doruğunda ünlü bir restoran olmadıkça İçgüdüsel Merkez aracılığıyla bir ilişki kurabilmenin güç olacağını düşünüyorum. Kendinizi gözlemlerseniz, her şeye ve herkese farklı şekillerde baktığınızı fark edeceksiniz." Maurice Nicoll

Gölgeye Övgü’ler (Bir Tip 4 İncelemesi)

                                                                                              “Zarafet soğuktur” Saito Ryoku Ennea...